Vocabulario
Aprender verbos – turco

getirmek
Köpeğim bana bir güvercin getirdi.
entregar
Mi perro me entregó una paloma.

geçmek
İkisi birbirinin yanından geçer.
pasar
Los dos se pasan uno al otro.

dışarı koşmak
Yeni ayakkabılarıyla dışarı koştu.
correr
Ella corre con los zapatos nuevos.

affetmek
Onun için onu asla affedemez!
perdonar
Ella nunca podrá perdonarle por eso.

durdurmak
Polis kadını aracı durduruyor.
detener
La mujer policía detiene el coche.

kaçınmak
İş arkadaşından kaçınıyor.
evitar
Ella evita a su compañero de trabajo.

ayarlamak
Saati ayarlamanız gerekiyor.
ajustar
Tienes que ajustar el reloj.

ihtiyaç duymak
Susadım, suya ihtiyacım var!
necesitar
¡Tengo sed, necesito agua!

aşağı bakmak
Vadinin aşağısına bakıyor.
mirar hacia abajo
Ella mira hacia abajo al valle.

dövüşmek
Atletler birbiriyle dövüşüyor.
luchar
Los atletas luchan entre sí.

göstermek
Pasaportumda bir vize gösterebilirim.
mostrar
Puedo mostrar una visa en mi pasaporte.
