okumak
Gözlüksüz okuyamam.
읽다
나는 안경 없이 읽을 수 없다.
kutunun dışında düşünmek
Başarılı olmak için bazen kutunun dışında düşünmelisiniz.
박싱 밖에서 생각하다
성공하려면 때때로 박스 밖에서 생각해야 합니다.
yük olmak
Ofis işi ona çok yük oluyor.
부담시키다
사무일이 그녀에게 많은 부담을 준다.
kalkmak
Tren kalkıyor.
출발하다
그 기차는 출발합니다.
korumak
Çocuklar korunmalıdır.
보호하다
아이들은 보호받아야 한다.
konaklama bulmak
Ucuz bir otelde konaklama bulduk.
숙박하다
우리는 저렴한 호텔에서 숙박했다.
basmak
Düğmeye basıyor.
누르다
그는 버튼을 누른다.
geliştirmek
Şeklini geliştirmek istiyor.
개선하다
그녀는 그녀의 체형을 개선하고 싶어한다.
sevmek
Çocuk yeni oyuncağını seviyor.
좋아하다
아이는 새 장난감을 좋아한다.
kolay gelmek
Sörf yapmak ona kolay geliyor.
쉽게 오다
그에게 서핑은 쉽게 온다.
belirlemek
Tarih belirleniyor.
정하다
날짜가 정해지고 있다.
dışarı koşmak
Yeni ayakkabılarıyla dışarı koştu.
뛰어나가다
그녀는 새 신발을 신고 뛰어나간다.