öğretmek
Coğrafya öğretiyor.
가르치다
그는 지리를 가르친다.
izin vermek
Baba onun bilgisayarını kullanmasına izin vermedi.
허용하다
아버지는 그에게 컴퓨터를 사용하도록 허용하지 않았다.
ihtiyaç duymak
Lastiği değiştirmek için kriko ihtiyacınız var.
필요하다
타이어를 바꾸려면 잭이 필요하다.
reddetmek
Çocuk yemeğini reddediyor.
거절하다
아이는 음식을 거절한다.
yatırım yapmak
Paramızı nereye yatırmalıyız?
투자하다
우리는 어디에 돈을 투자해야 할까요?
dinlemek
Hamile eşinin karnını dinlemeyi sever.
듣다
그는 임신 중인 아내의 배를 듣는 것을 좋아한다.
sürmek
Kovboylar sığırları atlarla sürüyor.
몰다
카우보이들은 말로 소를 몰고 간다.
belirlemek
Tarih belirleniyor.
정하다
날짜가 정해지고 있다.
çalışmak
Motosiklet bozuldu; artık çalışmıyor.
작동하다
오토바이가 고장 났다; 더 이상 작동하지 않는다.
birbirine bakmak
Uzun süre birbirlerine baktılar.
서로 보다
그들은 서로를 오랫동안 바라보았다.
geç kalkmak
Nihayet bir gece geç kalkmak istiyorlar.
늦잠 자다
그들은 하룻밤이라도 늦잠을 자고 싶다.
unutmak
O, şimdi onun adını unuttu.
잊다
그녀는 이제 그의 이름을 잊었다.