لغتونه

فعلونه زده کړئ – Turkish

cms/verbs-webp/109542274.webp
geçmesine izin vermek
Sınırlarda mültecilere geçmelerine izin verilmeli mi?
لېدل
په سرحد کې پناهګونو باید چېرې لېدل شي؟
cms/verbs-webp/113144542.webp
fark etmek
Dışarıda birini fark ediyor.
خبر کول
ډاکټر خپل مریض ته خبر کوي.
cms/verbs-webp/84150659.webp
ayrılmak
Lütfen şimdi ayrılma!
لېدل
لطفا! دا وخت مې نه لېدې!
cms/verbs-webp/23468401.webp
nişanlanmak
Gizlice nişanlandılar!
نامزدیدل
هغوی په پټه نامزدیدل شوي دي!
cms/verbs-webp/5161747.webp
çıkarmak
Kazıcı toprağı çıkarıyor.
لیرې کول
د ډیورۍ کښته د خاک لیرې کوي.
cms/verbs-webp/61280800.webp
özdenetim uygulamak
Çok fazla para harcayamam; özdenetim uygulamalıyım.
پریږدنه کول
زه نه شم کې ډېرې پيسې تیر کړم؛ زه باید پریږدنه کړم.
cms/verbs-webp/118588204.webp
beklemek
Otobüsü bekliyor.
انتظارول
هغه د بس لپاره انتظار کوي.
cms/verbs-webp/87317037.webp
oynamak
Çocuk yalnız oynamayı tercih eder.
لوبول
د کوچنۍ پخوانی پر شخصيته لوبول ژوري.
cms/verbs-webp/120686188.webp
çalışmak
Kızlar birlikte çalışmayı sever.
زده کول
د ښځو یو ته د زده کولو کې خوښ دی.
cms/verbs-webp/33564476.webp
getirmek
Pizza teslimatçısı pizzayı getiriyor.
لار ته ورکول
د پیزا رسولونکی د پیزا لار ته ورکوي.
cms/verbs-webp/67624732.webp
korkmak
Kişinin ciddi şekilde yaralandığından korkuyoruz.
ګډول
د ځنډ یوې کاغذ چلې ګډولی.
cms/verbs-webp/114231240.webp
yalan söylemek
Bir şey satmak istediğinde sık sık yalan söyler.
ژليدل
هغه ډېر ژليدل کوي کله چې کار میلولي.