verhauen
Eltern sollten ihre Kinder nicht verhauen.
dövmek
Ebeveynler çocuklarını dövmemeli.
staunen
Sie staunte, als sie die Nachricht erhielt.
şaşırmak
Haberi aldığında şaşırdı.
durchlassen
Soll man Flüchtlinge an den Grenzen durchlassen?
geçmesine izin vermek
Sınırlarda mültecilere geçmelerine izin verilmeli mi?
loslaufen
Der Sportler läuft gleich los.
koşmaya başlamak
Atlet koşmaya başlamak üzere.