Wortschatz
Lernen Sie Verben – Türkisch
nefret etmek
İki çocuk birbirinden nefret ediyor.
hassen
Die beiden Jungen hassen sich.
kurtarmak
Doktorlar onun hayatını kurtarabildi.
retten
Die Ärzte konnten sein Leben retten.
götürmek
Çöp kamyonu çöpümüzü götürüyor.
fortfahren
Der Müllwagen fährt unseren Müll fort.
yardım etmek
Herkes çadırı kurmaya yardım ediyor.
mithelfen
Alle helfen mit, das Zelt aufzubauen.
katılmak
Kart oyunlarında düşüncenizi katmalısınız.
mitdenken
Beim Kartenspiel muss man mitdenken.
bitirmek
Kızımız yeni üniversiteyi bitirdi.
beenden
Unsere Tochter hat gerade die Universität beendet.
yaşamak
Tatilde bir çadırda yaşadık.
wohnen
Im Urlaub haben wir in einem Zelt gewohnt.
eklemek
Kahveye biraz süt ekler.
hinzufügen
Sie fügt dem Kaffee noch etwas Milch hinzu.
sergilemek
Burada modern sanat sergileniyor.
ausstellen
Hier wird moderne Kunst ausgestellt.
paylaşmak
Zenginliğimizi paylaşmayı öğrenmemiz gerekiyor.
teilen
Wir müssen lernen, unseren Wohlstand zu teilen.
yakmak
Paranı yakmamalısın.
anbrennen
Geldscheine sollte man nicht anbrennen.