Konuşma Kılavuzu

tr Diskoda   »   nn På diskotek

46 [kırk altı]

Diskoda

Diskoda

46 [førtiseks]

På diskotek

Çeviriyi nasıl görmek istediğinizi seçin:   
Türkçe Nynorsk Oyna Daha
Burası boş mu? Er -et l-dig----? E_ d__ l____ h___ E- d-t l-d-g h-r- ----------------- Er det ledig her? 0
Yanınıza oturabilir miyim? K---eg-f- -e-je -e-? K__ e_ f_ s____ m___ K-n e- f- s-t-e m-g- -------------------- Kan eg få setje meg? 0
Memnuniyetle. Gj-r-e--et. G_____ d___ G-e-n- d-t- ----------- Gjerne det. 0
Müziği nasıl buluyorsunuz? Kv- -yn--t -u--m---si----? K__ s_____ d_ o_ m________ K-a s-n-s- d- o- m-s-k-e-? -------------------------- Kva synest du om musikken? 0
Biraz fazla gürültülü. L-t--f-- -øg. L___ f__ h___ L-t- f-r h-g- ------------- Litt for høg. 0
Ama orkestra çok iyi çalıyor. Me---a-----sp-lar----. M__ b_____ s_____ b___ M-n b-n-e- s-e-a- b-a- ---------------------- Men bandet spelar bra. 0
Buraya sık sık gelir misiniz? Er--u -e--o-te- -----? E_ d_ h__ o____ e_____ E- d- h-r o-t-, e-l-r- ---------------------- Er du her ofte, eller? 0
Hayır, bu ilk sefer. N-i, de--e- --rs-e-g-n---. N___ d__ e_ f_____ g______ N-i- d-t e- f-r-t- g-n-e-. -------------------------- Nei, det er fyrste gongen. 0
Buraya hiç gelmedim. Eg -ar-ald-- v-re her. E_ h__ a____ v___ h___ E- h-r a-d-i v-r- h-r- ---------------------- Eg har aldri vore her. 0
Dans eder misiniz? D-n------? D_____ d__ D-n-a- d-? ---------- Dansar du? 0
Belki daha sonra. K-ns-je s---a-e. K______ s_______ K-n-k-e s-i-a-e- ---------------- Kanskje seinare. 0
Ben iyi dans edemiyorum. Eg--r ik-je-så-----k -i--- --n--. E_ e_ i____ s_ f____ t__ å d_____ E- e- i-k-e s- f-i-k t-l å d-n-e- --------------------------------- Eg er ikkje så flink til å danse. 0
Bu çok basit. Det -- ve-d-- let-. D__ e_ v_____ l____ D-t e- v-l-i- l-t-. ------------------- Det er veldig lett. 0
Size göstereyim. Eg s--- -is--de-. E_ s___ v___ d___ E- s-a- v-s- d-g- ----------------- Eg skal vise deg. 0
Hayır, en iyisi başka bir sefere. N-----i----n-n -o--. N___ e__ a____ g____ N-i- e-n a-n-n g-n-. -------------------- Nei, ein annan gong. 0
Birini mi bekliyorsunuz? Ve-t-r d---å -ok--? V_____ d_ p_ n_____ V-n-a- d- p- n-k-n- ------------------- Ventar du på nokon? 0
Evet, arkadaşımı. Ja,--å--en-n-min. J__ p_ v____ m___ J-, p- v-n-n m-n- ----------------- Ja, på venen min. 0
Ordan arkadan geliyor ya! (erkek için) De--kj-m -a-! D__ k___ h___ D-r k-e- h-n- ------------- Der kjem han! 0

Genler dili etkiler

Hangi dili konuştuğumuzu aslımız belirler. Ama genlerimiz de dilimizde etkilidirler. Bu sonuca İskoçyalı araştırmacılar varmıştır. Araştırmalarında İngilizcenin Çinceden neden farklı olduğunu bakmışlar. Araştırma esnasında genlerin de önemli olduğunu fark etmişler. Çünkü genler beynimizin gelişimini etkilemektedirler. Bu, beyin kalıplarımızı şekillendirdiklerini gösterir. Bununla dil öğrenme yeteneğimizde belirlenmektedir. Bu süreçte özellikle iki gen çeşidi etkilidir. Şayet bir çeşidi nadir ise, ton dilleri gelişmektedir. Yani ton dilleri bu gen çeşitleri olmayan halklar tarafından konuşulur. Ton dillerinde sesin yüksekliği kelimelerin anlamını belirler. Bu tür bir ton dili örneğin Çincedir. Gen şekli baskın ise, başka diller de gelişir. İngilizce bir ton(ses) dili değildir. Bu genlerin şekilleri eşit dağılıma sahip değillerdir. Bu, dünyada farklı sıklıkla görüldükleri anlamına gelir. Diller sadece nesilden nesillere aktarıldığında yaşamaya devam ederler. Bunun için de çocuklar ebeveynlerinin dilini taklit edebiliyor olmalıdırlar. Dili yani iyi öğrenmeleri gerekmektedir. Ancak o zaman dil nesilden nesillere aktarılabilir. Eski gen şekli ise, ses dillerini destekleyendir. Muhtemelen eskiden bugüne nazaran daha fazla ses dili mevcuttu. Genetik birleşenini fazla önemli kılmamak gerek, çünkü işlevsel olarak sadece dillerin gelişimini anlatabilirler. Ne İngilizce için ne de Çince için bir gen vardır. Herkes her dili öğrenebilir. Bunun için gene değil, ilgi ve disipline ihtiyaç vardır!